Büyükçe bir köpek, ağzında bir torbayla kasap dükkanına girer. Torbayı yere bırakır, kasabın karşısına geçip bekler.
“Bu da neyin nesi?” der kasap diğer müşterilerine bakarak.
“Herhalde et alacak” der müşterilerden biri.
Köpek de onaylar: “Hav”
“Nasıl et istiyorsun bakalım, kıyma, kuşbaşı, biftek?”
“Hav” diye keser köpek kasabın sözünü.
“Peki ne kadar, bir kilo, iki kilo?”
Tekrar “hav” sesi duyulur.
Şaşıran kasap siparişi sarar ve torbaya yerleştirirken, etin parasının da torbada olduğunu görür.
Köpek dükkanı terk ederken, kasap meraktan çatlayacağına köpegi takip etmeye karar verir, dükkanı da yardımcısına emanet eder.
Köpek bir kaç sokak ötede bir apartmana girer, ücüncü kata çıkar ve bir kapının önünde durarak pençesiyle kapıya vurmaya başlar.
Kapıyı kızgın bir adam açar ve başlar köpeğe bağırmaya.
İzlemede olan kasap ortaya çıkar ve adama, “Dur bir dakika!” der. “Ne yapıyorsun? Gördüğüm en akıllı köpek bu, ona niye bağırıyorsun?”
Adam “Akıllı mı?” der. “Bu hafta üç oldu, anahtarını yanına almayı unutup duruyor.”