- Reklam -
- Reklam -

Pages

Delil


Adam avukatına giderek dert yanmış:
- Avukat bey, arkadaşıma 100 milyon borç vermiştim. Borcunu inkar ediyor, ödemiyor.
- Elinizde herhangi bir delil, şahit var mı?
- Maalesef yok.
- O zaman size borcu olan 500 milyonu ödemesini istediğiniz bir mektup yazıp gönderin.
- Ama bana sadece 100 milyon borcu var.
- İyi ya. O da size “sana sadece 100 milyon borcum vardı. 500 milyon nereden çıktı ?” diye yazacaktır. Aradığımız delil bu!
Devamını Oku

Kayserili İle Terzi


Kayseri`li Ali`ye babası hayat dersi veriyormuş oğlum senden ne kadar isterlerse istesinler yarısından fazla verme.
Ali birgün terziye takım elbise diktirmiş.
Kayseri`li sormuş borcum nedir?
Terzi cevap vermiş 6 milyon
Kayseri`li mümkün değil 3 milyon demiş.
Terzi kurtarmaz 4 milyon demiş.
Kayseri`li mümkün değil 2 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi lanet olsun tamam demiş.
Bu sefer Kayseri`li 1 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi sinirlenmiş para falan istemiyorum al elbiseni defol demiş.
Kayseri`li bir takım elbise daha dikmezsen şurdan şuraya gitmem demiş.
Devamını Oku

Plaka


Temel evinde oturuyormuş. Dursun gelip;
- Temel araban çalınıyor demiş.
Temel arabanın arkasından koşmuş ve bir süre sonra geri dönmüş. Dursun:
- Ne oldu yakalayabildin mi ? demiş.
Temel:
- Yakalayamadım ama plakasını aldım, demiş
Devamını Oku

Sıpa


Köylü, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken,iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
- Hayrola amca, derler. oğlunu nereye götürüyorsun böyle?
- Adam:
-Kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
- Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım :D
Devamını Oku

Nasa


Nasa Mars’a adam gönderecekmiş. Sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecekmiş. İlk aday olan mühendise bu iş için ne kadar isteyeceğini sormuşlar:
- 1 Milyon Dolar demiş ve eklemiş – kızılhaça bağışlayacağım.
İkinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuşlar. Doktor:
- 2 Milyon Dolar demiş. – Bir milyonunu aileme bir milyonunu da tıbbi araştırmalara bağışlayacağım.
Üçüncü aday olan Temel aynı soruya
- 3 Milyon Dolar diye cevap verince yetkililer diğerleri bu kadar az isterken kendisinin neden 3 milyon dolar istediğini sormuşlar. Temel yetkililere doğru eğilmiş, kısık bir sesle:
- 1 milyonunu ben alırım, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de
Mars’a göndeririz.
Devamını Oku

Yunus Baligi Temel


Temel ölmüs. Öteki dünyada görevliler listeye bakmis ve Temel’e:
- Ya senin adin listede yok sen bugün ölmeyecektin
yanlislikla ölmüssün. Seni tekrar dünyaya gönderecegiz. Ama kurallara göre insan olarak
gönderilemezsin. Ancak istedigin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin.
Ne olmak istersin?
Temel biraz düşündükten onra “Yunus olayım”, demis.
Ve aninda yunus olarak dünyaya isinlanmis. Aradan 3 dakika gecmis ki Temel tekrar öteki dünyaya dönmüs. Görevli sormus:
- Ne oldu ya?.. Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?
Temel masum bir sekilde cevaplamis:
- Yüzme bilmiyorum, boguldum…
Devamını Oku

Doğanın Dengesi


Temel ormanda agaç kesiyormus, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temeli bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar… Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş,
Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan ı taniyruuum, ne de yengesuni..
Devamını Oku

2 yahudi


2.dünya savaşında 2 yahudi almanlara esir olmuşlar.biri birine sormuş bize ne yaparlar.
öbürü anlatmaya başlar;1.bizi ya öldürürler yada bizi esir kampına yollarlar.
öldürürlerse sorun yok ama esir kampına gidersek 2 ihtimal var;ya bizi elektrikli sandalyeye ottururlar yada bizi gaz odasına sokarlar.
elektrikli sandalyeye oturursak sorun yok ama bizi gaz odasına sokarlarsa 2 ihtimal var;ya bizi sabun yada kagıt yaparlar demiş.
sabun olursak sorun yok ama kagıt olursak 2 ihtimal var;ya bizi gazete kagıdı yada wc kagıdı yaparlar.
gazete kagıdı olursak sorun yok ama wc kagıdı oldumu 1 ihtimal var.
o zaman boku yedik…
Devamını Oku

Asansör


Küçük bir köyde yaşayan baba oğul büyük şehre ilk defa gelmişler. Alışveriş merkezinde zemin kattaki iki gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş. “Bu ne baba?” diye sormuş oğlan. Hayatında hiç asansör görmemiş.
Baba “Bilemiyorum oğul” demiş.
Onlar bu ilginç şeyi
nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın sağa
sola kayan gümüş renkli duvarlara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış.
Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş,
duvarlar kapanmış.
Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe
doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler. Son rakamdan sonra aynı
sırayla bu sefer geriye doğru ışıklar teker teker yanmış. Sonunda duvar
iki yana kayarak açılmış, dışarı 24 yaşlarında incecik muhteşem bir
fıstık çıkmış.
“Oğlum” demiş adam hayret içerisinde,
“Koş, koş anneni getir.
Devamını Oku

Karneden Daha Kötü Şey


Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu… okudu: Sevgili baba; Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam… Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk… Baba jale hamile! Jale’nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız. Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye….. O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim.. Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin Oğlun….. NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Mehmet’lerdeyim. Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim. :) )
Devamını Oku

Kimin Karnesi


Bir gün Hasan koşarak odaya girdi ve elindeki karneyi babasına uzattı. Baba karneye şöyle bir göz attı, suratı asıldı, kaşları çatıldı, sertçe: -İyi bir iş yapmış gibi bu karneyi bana gösteriyor sun değil mi? dedi. Şu karnenin haline bak!..Beden Eğitiminden başka iyi bir not var mı şunda?.. -Ama babacığım kızma!..Bu benim değil, senin, tavan arasında bulduğum eski karnenmiş.
Devamını Oku

Domuz Gribi


Temel’in karısı domuz gribine yakalanmış hastaneye kaldırılmış.
Aradan geçen zaman içinde karısı hastalıktan kurtulmuş.
Geçmiş olsun ziyaretine gelen Dursun Temel’e sormuş:
- Karin nasil oldi Temel, tamamen iyileştu mi?
Temel kafasını iki yana sallayarak
- Grip geçtu da, domuzluk devam ediiy :D
Devamını Oku

Problem


Kadın kocasına dönüp gülümseyerek bir öpücük kondurmuş:Kadın:
- Kocacığım, beni çok sevdiğini biliyorum, her yere benim resimlerimi koymuşsun, çalışma masana, cüzdanına, ofisteki odana…
Kocası bir açıklama yapma gereği duymuş:Adam:
- Karıcığım işte senin o resimlerin, benim en büyük problemleri çözmemde en büyük yardımcı da ondan…
Kadın biraz daha şımarmış:Kadın:
- Yani senin hayatında varlığım ile bir kat daha değerliyim.
Kocası hafif bir gülümseme ile durumu iyice açıklamış.Adam:
- Ondan değil karıcığım, ne zaman çözülmesi çok zor bir problemle karşılaşsam, senin resimlerine bakıp: “bundan büyük problem ne olabilir ki?” deyip problemi şak diye çözüveriyorum …!
Devamını Oku

Çocuğumuz Kime Benziyor | Kısa Fıkralar


Bir gün kocası karısına;
-Karıcım oğlumuz kime benziyor?
Kadın;
-Boş ver söylesem de tanımazsın.
Devamını Oku

Kitap Fıkrası , Kitap Hikayesi


Öğretmen öğrencilere kitabın iyi arkadas olduğunu anlatmış. Sonrada sormuş: Söyleyin bakalım. kitap neden iyi arkadaştır? Arka sıralardan bir çocuk yanıt vermiş: Borç istemezde ondan öğretmenim.

Devamını Oku

Nasrettin Hocanın Hayatı , Çocukluğu

Nasrettin Hocanın Hayatı , Nasrettin Hocanın Çocukluğu , Nasrettin Hocanın Çocukluk Hayatı Nasıl Geçmiştir?
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde 1208 yılında doğdu, 1284 yılında Akşehir’de öldü Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun’dur. Önce Sivrihisar’da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu’ya dönerek köy imamı oldu. 1237′de Akşehir’e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim’in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu.
Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Onun hayatıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur’la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.
Fıkralarının Özellikleri
Nasreddin Hoca’nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür. Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen kelimelerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir.Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma, gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, dinin temel kabulleriyle çelişmeden çok ince bir söyleyişle hoşgörüyü yeğlemedir. O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür. Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin genel özelliğidir. Bu özellikler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumunu yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur. Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan, bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır.Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca’nın diliyle kendi sesini duyurur. Nasreddin Hoca, bütün fıkralarında, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar. Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir. Tanık olduğu olaylar, genellikle, halk arasında geçer.Nasreddin Hoca fıkralarında dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir. Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez.Karakaçan onun taşıtı, bineği olduğu kadar belirli özellikleri olan bir arkadaş karakteri de simgeler.
Devamını Oku

O Bizden Kirli Fıkrası


Hoca’nın hanımı dere kenarında çamaşır yıkarken bir karga gelip sabunu kapmış.
Zavallı kadın :
- Aman hoca demiş, karga sabunu kaçırıyor!
Hoca:
- Be hanım demiş, bırak götürsün. Onun üstü bizimkinden daha kirli….
Devamını Oku

Nasrettin hoca ve eşyaları


Nasreddin Hoca sürekli ikilemeli konusan bir arabaciya bir gün der ki:
“Efendi, benim esyalar tasinacak, gel de tasi” Arabaci,
“Neler var” diye sorar. Hoca,
“Dolap molap, yatak matak, sandalye mandalye” der. Arabaci,
“50 Akceni alirim Hoca” der. Hoca,
“Olur” der. Arabaci esyalari tasir, Hoca adama 25 Akce verir. Adam,
“Hoca, bu paranin yarisi” der. Hoca,
“Iyi ya iste, sen de esyalarin yarisini tasidin, dolapi götürdün, molap kaldi, yatagi götürdün, matak kaldi”der.
Devamını Oku

En Pahalı Papağan

Adamın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır.
- Dükkan sahibine sorar. “Bu kuş niye bu kadar pahalı?”
- Dükkan sahibi “Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için”. Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan. Adam bir bakar en köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar. Peki der bu perişan haldeki kuşun nesi var.
- Dükkan sahibi “ Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat diyorlar.”
damın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır. - Dükkan sahibine sorar. “Bu kuş niye bu kadar pahalı?” - Dükkan sahibi “Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için”. Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan. Adam bir bakar en rthaber köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar. Peki der bu perişan haldeki kuşun nesi var. - Dükkan sahibi “ Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat diyorlar.”
damın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır. - Dükkan sahibine sorar. “Bu kuş niye bu kadar pahalı?” - Dükkan sahibi “Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için”. Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan. Adam bir bakar en rthaber köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar. Peki der bu perişan haldeki kuşun nesi var. - Dükkan sahibi “ Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat diyorlar.”
Devamını Oku

Kayserili Ali


Kayseri`li Ali`ye babası hayat dersi veriyormuş oğlum senden ne kadar isterlerse istesinler yarısından fazla verme.
Ali birgün terziye takım elbise diktirmiş.
Kayseri`li sormuş borcum nedir?
Terzi cevap vermiş 6 milyon
Kayseri`li mümkün değil 3 milyon demiş.
Terzi kurtarmaz 4 milyon demiş.
Kayseri`li mümkün değil 2 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi lanet olsun tamam demiş.
Bu sefer Kayseri`li 1 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi sinirlenmiş para falan istemiyorum al elbiseni defol demiş.
Kayseri`li bir takım elbise daha dikmezsen şurdan şuraya gitmem demiş:))
Devamını Oku

Güvercin Ve Politikacı



İki emekli parkta güvercinlere yem atiyorlardi,
Birinci ihtiyar :
-”Şu güvercinlere ne zaman yem atsam , siyasetçileri
hatırlıyorum”dedi .
Diğer ihtiyar;
- Neden??? diye sorunca ekledi ;
“Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca
kafamıza sıçıyorlar…” :) )
Devamını Oku

Köylü Karısı


Köylü, karısı ile, yetiştirdiği sebzeleri arabasına yüklemiş satmaya götürüyor… Yola çıkmışlar. Çok geçmeden kadın:
- ” Aliiiii.Hele bi yol öpsene beni.” Adam, arabayı durdurmuş öpmüş karısını ve tekrar yola devam etmişler. Az sonra kadın :
- Aliiiii.Birde su yanağımdan öp gayri.? Araba yine durmuş, yine öpücük ve yola devam. Derken yine kadın :
-Aliiiiii. Birazda su bacağımı okşasan ya… Adam “Ya sabır” çekerek bir daha durdurmuş arabayı. Bacağını okşamış karısının ve araba tekrar giderken, kadın :
- ” Aliiiii. Öteki bacağımı da.”, deyince kocası gürlemiş:
-” Kalk len, patlıcanların üzerinden.”
Devamını Oku

Tarla


Temel askerdeyken karısı Fadime’den mektup gelir:
- Temel tarlalar kazılacak, kazıyım mı? yazmış Fadime.
Temel cevap gönderir:
- Sakın kazıyım deme! Tarlada kaçak silahlarım var.
Tabii komutanı bunu duyunca Temel’in tarlasını kazar kazar bir şey yok.
Temel arkadan eşine mektup gönderir:
- Fadimem, iyi kazdılar mı tarlaları?
Devamını Oku

İlaç


İzmir’den trene binen yaşlı teyze kondüktöre, “Menemen’e gelence bana haber et yavrum, unutma” der.
Gecenin ilerleyen saatlerinde kondüktör Menemen’i geçer geçmez yaşlı teyzenin Menemen’de ineceğini hatırlar, hemen makiniste gidip haber verir.
Makinist de, gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremeyeceğimize göre geri geri gideceğiz, soran olursa “tren makas değiştiriyor” deriz der.
Bir yarım saat geri geri giderek Menemen’e gelinir ve kondüktör gidip teyzeye haber verir “Hadi teyze Menemen’e geldik” diye. Teyzem, “Sağol yavrum” der ve çantasını açıp ilacını içer.
Devamını Oku

Doktor İle Deli

Doktor,akıl hastasına sorar:
-Bir kulağını kessem ne olur?
-Canım yanar.
-Ya iki kulağını kessem ne olur?
-O zaman iyi göremem.
-Peki ama niçin?
-Niçini varmı canım, iki kulağımı da kesersen gözlüğümü nereye takacağım?
Devamını Oku

Tut


Çocuk peltekmiş.
Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki “kedi sütü iç” yazısını okumasını istemiş.
-Çocuk “tedi tütü it” demiş.
-Öğretmen bağırmış “doğru söyle” demiş.
-Çocuk yine “tedi tütü it” demiş.
-Öğretmen acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş, “doğru oku dedim sana şunu!” demiş. Çocuuğun artık canına tak etmiş ve bağırmış:
- “Anatını tittimin tediti ittene tu tütü!”
Devamını Oku

Fıkrasına Gülmeyen Adam


Laz hep diyomuş ki çevresine bak ben hastayım , ben hastayım diyormuş kimse inanmıyormuş.
Ben hastayım ben ölücem bana bakın falan.Sonra demiş ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın demiş.
Mezar taşına yazmışlar ” Ben hastayım dedim dedim inanmadınız.Bak ne oldu şimdi?
Devamını Oku

Uçak Düşüyor


Bir uçakta, 99’u Laz, biri Kayserili, 100 kişi yolculuk yapmaktadır.
Yolculuk sırasında uçağın motoru arıza yapar. Kaptan pilot: İrtifa
kaybediyoruz, lütfen valizleri aşağı bırakın. Bütün valizler aşağı bırakılır.
Uçağın arızası hala devam eder, koltuklar da aşağı atılır ve nihayet uçağın
yer döşemesi de bırakılır, yolcular tavandaki korkuluklara tutunarak
uçmaya devam ederler. Bu sırada kaptan pilotun sesi duyulur: Sayın
yolcular bütün fazla ağırlıkları attık ama bir yolcunun ağırlığı maalesef
fazla geliyor. İçinizden biri fedakarlıkta bulunsun. Buz gibi bir hava eser,
herkes susar. Uzun bir aradan sonra Kayserili seslenir: -Arkadaşlar
hepiniz akrabasınız, birbirinizden ayrılamazsınız,ben aşağı atlıyorum.
Bütün yolcular büyük bir sevinçle Kayseriliyi alkışlamaya başlar.
Devamını Oku

1 Nisan Şakaları


KARTON KUTU VE SU DOLU BALON: Karton bir kutu bulunur içine son raddeye kadar sisirilmis su dolu balon konur.Yüksekçe bir yerden gözümüze kestirdiğimiz kurbana su kutuyu tutar mısın denir. Sonra seyreyleyin gümbürtüyü. Balon patlar kutunun deliklerinden sular boşalır. Olay hos bir kovalamacayla son bulur.
DIS MACUNLU BISKUVI: Bir paket kremali bisküvi alinir. Bir kac biskuvi ortadan bolunur ve kremalari alinir yerine dis macunu sikilir.Sirasi ile pakete bir dis macunlu bir normal biskuvu ust uste dizilir. Saka yapilacak arkadasin yanina gelindiginde bir tane agzimiza atariz sonra arkadasa ikram ederiz. Dogal olarak bööööoo bu ne bicim buskivi diyecektir. Siz durumu caktirmadan ne olmus gayet güzel deyip siradaki normal bisküviyide aziniza atarsiniz. Bir daha dene deyip siradaki öbür bisküviyi de tekrar ikram edersiniz.
KLASIK KALABALIK ORTAM SAKALARI: Kalabalikta yapilan sakalar vardir. Bunlar klasiklesmis sakalar olsa da bir bahsedelim. üç dört kisi bir araya gelinir, kalabalik bir sokakta yürümeye baslanir tam birileriyle karsilasildigi zaman sanki önünde ip varmis da sanki üzerinden geçiliyormus gibi bacaklar kaldirilir. Cok kisi olmasi inandiriciligi arttirir.Ya da ip yerine sanki bir sey varmis gibi bir yerde bir noktaya odaklanarak ayni anda bakilir. Bu arada saka yapilan kisilerin tepkisini gözlemlemek için bir kisi görevlendirilir. Hep birlikte yukari bir yere bakmak da olabilir ancak çok bilinen bir sakadir
BOYALI DURBUN: Bu sakayi bilmeyen birini bulursaniz uygulayabilirsiniz. Bir borunun agiz kismi siyaha boyanir.Uygulama alaninda kendiniz gözünüze degdirmeden bakarsiniz. Aaa! ne enteresan bir de sen baksana sundan dersiniz. O kisi alir bakar “ee ne olmus bir sey yok ki” der fakat gözünün etrafindaki halkadan habersizdir. Bu sakayi birde recel sürerek deneyin isterseniz o da cok hos olur.
SICAK CAY BARDAGI: Az bilinen bir sakadir bu. Masada oturuyorsunuzdur. Bir bardak cay ya da su gelmistir. Yoksa gidip alin gelmesini beklemeyin. Kurbana denir ki iki basparmağını masanin kenarina koyacaksin ben de bardagi iki parmaginin üstüne koyacagim hadi bakalim devirmeden alabilecekmisin. Tamam demesi için degisik gaz vermeler de yapilabilir. Bardagi koyun o biraz ugrasacak ve alamayacak hadi çek sunu diyecek. Siz ise tabiki çekmeyeceksiniz, çekip gideceksiniz o ise çirpinip duracak.
KIBRIT KUTUSUNDA TUYLU CISIM: Kirbit kutusunun içerisine siyah tüylü küçük bir iplik yumagi koyacaksiniz. Buna ince görünmez bir sicim baglayip alttan cevirerek kirbit kutusunun en uzak kosesine bantla yapistiracaksiniz. Kirbit kutusunu açarken ip siyah yumagi çekecektir. Ve böylece yumak kutudan firlayan acaip bir böcek hissi verecektir. Uygulamasi size kalmis. Not: yumak içerden kutuya takilmasin diye köseye ucgen bir rampa kurulmasi faydali olur 1 nisan şakaları
PORTLEYEN MANDALIN: Mandalina altindan para büyüklügünde kucuk bir kapak açilir. Kapak daha sonra yerine yerlestirilecegi için dikkatli kesilmelidir. Bu delikten içerideki etli meyva kismi çay kasigi yada baska bir sey yardimiyla itinayla çikarilir. Içerideki bosluga mayonez, reçel ya da un gibi seyler doldurulur. Kapak uygun bir sekilde yapistirilir.(Belli olmayacak sekilde turuncu bir iplikle bir kaç yerden dikilebilir). Kurban mandalinayi soymak için eliyle bir basinç uygular bu basinç meyvayi portlatip içini disina çikarir.
FOTOMONTAJ:Tanidigimiz birini fotografi varsa bundan iyi bir fotokopi alip gazetenin orta sayfalarindaki haberlere fotomontaj yapariz. Sonra gazeteyi onun okumasini saglariz bir yandan da kenarda durup ne yapacagina bakariz. Iyi uygulandigi taktirde çok eglendirici olur bu saka. Bir keresinde “viagra kullanan yasli adam natasalarla yakalandi” konulu bir haberde basariyla uygulandigina tanik olduk bu sakanin.
KUSMA:Önce güzel bir melemen yaparsınız soğuduktan sonra şeker poşetine koyarsınız. Bunu ceketin içine saklayıp kalabalık bir ortama gidersiniz. Etrafa midesi bulanıyor imajı verip çaktırmadan poşetin içine kusma numarası yaparsınız. Etrafınızdaki insanların ilgisi size yönelince poşetin içine elinizi sokup melemeni elinizle yemeye başlarsınız. Dikkat edin çevredeki insanlar üzerinize kusmasın :) Bu çok mu iğrenç oldu :)
Devamını Oku